30.10.2020 TARİHLİ İZMİR DEPREMİNDE DASK POLİÇESİ BULUNMAYAN MÜVEKKİLLERİMİZ ADINA DASK’A KARŞI AÇTIĞIMIZ TAZMİNAT DAVALARI LEHİMİZE SONUÇLANMIŞTIR

   

Haziran, 2023

 

 

30.10.2020 TARİHLİ İZMİR DEPREMİNDE ADINA DÜZENLENMİŞ BİR DASK POLİÇESİ OLMADIĞI İÇİN POLİÇE BEDELİNİ VE 30.10.2020 TARİHİNDE POLİÇESİ OLMASINA RAĞMEN YAPILAN GEÇ ÖDEMELERİN FAİZLERİNİ DASK’TAN ALAMAYAN MÜVEKKİLLER ADINA DASK ALEYHİNE İKAME ETTİĞİMİZ DAVALAR LEHİMİZE SONUÇLANMIŞTIR.

 

 

AFAD’a göre 6.6 şiddetinde, Kandilli Rasathanesi’ne göre 6.9 şiddetindeki İzmir depreminin meydana geldiği 30.10.2020 tarihinde DASK poliçesi olmayan; ancak konutları hasarsız olduğundan bahisle depremden sonra DASK poliçesi ile evleri sigortalanan müvekkillerimiz adına sigorta poliçe tutarı kadar tazminat talebi ile ikame ettiğimiz ve emsal oluşturacak seri davaların ilki,

 

Ve deprem tarihinde DASK poliçesi olan ancak konutunun hasarlı hale geldiğinin 2022 yılında tespit edilmesi sebebi ile sigorta bedelinin geç ödendiği müvekkillerimiz adına işlemiş faiz talebi ile ikame ettiğimiz seri davalar lehimize sonuçlanmıştır. 

 

30.10.2020 tarihinden sonra DASK tarafından dava konusu binalar için hasarsız tespiti yapılmasına rağmen 2022 yılında kat maliklerinin talebi üzerine DASK eksperleri tarafından taşınmazlara hasar tespiti için yeniden gelinmiş ve aynı binalar için ağır hasarlı (pert) raporu düzenlemiştir.

 

Ofisimiz tarafından DASK aleyhine, 30.10.2020 tarihinde DASK poliçesi olmayan müvekkillerin bağımsız bölümlerine Sigorta Genel Şartları Tebliğine aykırı şekilde poliçe tanzim edilmesi sebebiyle sigorta poliçesi tutarı kadar tazminat ödenmesi talebi ile 30.10.2020 tarihinde poliçesi olan müvekkiller için ise yapılan geç ödemeler nedeniyle yasal faiz ödenmesi talebi ile davalar ikame edilmiştir.

 

İlgili mahkemeler, hiç ödeme alamayan müvekkillere DASK poliçelerindeki sigorta bedeli kadar tazminatın yasal faizleri ile birlikte ödenmesine, yasal faiz talep eden müvekkillere ise geç ödeme sebebi ile yasal faiz ödenmesine karar vermiştir. İşbu kararlar emsal niteliğindedir. Bu nedenle aynı hukuki ihtilafı yaşayan bağımsız bölüm maliklerinin hak düşürücü süreleri gözeterek dava ikame etme haklarının olduğunu belirtiriz.

 

 

 

 

P&G Hukuk ve Danışmanlık